29 Ocak 2015 Perşembe

Halkidiki... Tatil Önerisi :)

Merhabalar,

Madem ki 2015'in ilk ayını da geride bırakıyoruz, madem ki yavaş yavaş tatil planları yapılmaya başlandı, bende okuyanlara fikir olması açısından geçen yaz gittiğimiz "Halkidiki" tatilimizi anlatayım istedim :)

Öncelikle önceki yazılarımı okuyanlar yada beni tanıyanlar bilir, eşimin babaannesinin Yunanistan'da yaşaması nedeniyle biz her sene mutlaka Yunanistan'a gidiyoruz. oraya gitmişken de eşim ve arkadaşlarımla aile ziyaretinin arkasına güzel bir tatil planı yapıyoruz :)

Geçen yaz 4 günlüğüne Halkidikiye gittik. Öncelikle Halkidiki deniziyle, plajlarıyla kesinlikle gidilmesi ve görülmesi gereken bir yer bence. Ancak, gideceklere tavsiyem turla değil kendi başlarına gitmeleri.

Halkidiki üç parmaktan oluşan bir yarımada; Kassandra, Sithonia ve Athos. Tur şirketleri sadece Kassandra'ya götürüyor ve orayı gezdiriyor ama kişisel fikrim kesinlikle Sithonia'nın da görülmesi ve mutlaka o güzelim koylarında denize girilmesi ... Athos ise konaklamanın olmadığı sadece erkeklere açık olan manastır olarak hizmet veren bir yer imiş. Biz tabiki oraya gidemedik :)

Biz tatile çıkmadan önce birkaç blog okuyarak gidilecek yerler hakkında fikir sahibi olmaya çalıştık. O yüzden de güzel ve planlı bir tatil yaptık deninebilir. Ama benim okuduğum bloglarda hiç karşıma çıkmayan bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum, keşke daha önce okuduğum bloglardan birinde de bu tavsiye yazsaydı diye düşünüyorum :) Halkidiki'ye mutlaka minimum 4 gün gidilmeli ve 2 gün Kassandra'da 2 gün ise Sithonia'da konaklanmalı :) Biz tüm konaklamamız boyunca Sithonia'da kaldık ve Kassandra'ya arabayla günübirlik gidip döndük. Ancak yolların çok virajlı olması nedeniyle, yol hem çok uzun sürdü hem de çok zahmetli oldu. Özellikle gece karanlığında bildiğimiz tüm duaları okuduk sağ salim varabilmek için otelimize :)

Otelimizi booking.com üzerinden ayarladık, Sithonia'nın neredeyse en ucunda sayılan Porto Koufo'da bulunan Hotel Porto Koufo'da kaldık. Otelin temizliğinden, kahvaltısından ve özellikle denizinden çok memnun kaldık. Tekrar gidecek olsam hiç düşünmeden aynı otele rezervasyon yaparım :) Otelde bizden başka Türkler de vardı, Türkiye'den pek çok müşterisi olduğu için de çalışanlar bizi hiç garipsemedi :)

Otelin denizi çarşaf gibiydi ve sabahları yüzümüzü yıkamadan denize attık kendimizi :) Şu an keşke orda olsam diye bir an düşündüm de düşüncesi bile mutlu etti beni :) Otelin denizinin manzarası aşağıdaki resimdeki gibi :) Denizi ilk gördüğümüzde bize Marmaris İçmeler'i anımsattı. Orası da çok sevdiğimiz tatil yerlerinden biri eşimle...


Otelin kahvaltısı da son derece doyurucuydu. Kahvaltıda bizi tek üzen şey demleme çayın olmamasıydı, ama buna da şaşırmamak gerekir sanırım.
Sithonia'da olduğumuz günlerde akşam yemeğimizi hemen otelin karşısındaki restaurantta yedik. Yunanistan'ın en sevdiğim yanı yemeklerinin son derece lezzetli olması, Türk damak tadına çok uygun olması, insanların sıcakkanlılığı ve tabiki hesabın çok ekonomik olması :) Biralarımızı içip karnımızı tıka basa doldurarak hep Türkiye'de ödeyeceğimiz hesabın neredeyse %50'sini ödeyerek kalktık masadan :)

Sithonia'da bulunan tüm plajlar çok güzel ama kısıtlı vaktiniz varsa mutlaka görmeniz gereken plajlardan biri Orange Beach ya da diğer adıyla Kavourotripes... Böyle bir deniz rengi yok hiçbiryerde... O kadar güzel bir suyu var ki, mutlaka gitmeli ve yüzmelisiniz. Denizin içi tamamen incecik kum... Çok ama çok güzel bir yerdi. Şezlong ve şemsiyeler ücretsizdi, ufacık bir büfe vardı. Ordan soğuk birşeyler içtik ama herhangi bir tesis yok, o yüzden aç gitmemenizi tavsiye ederim. Bu arada yolda Orange Beach diye büyük tabelalar beklemeyin, çok küçük bir tabela var ve arada biraz yoldan uzak bir yerde kalıyor o yüzden oradan geçerken yola dikkatli bakmak gerekiyor.

Aşağıdaki resim orange beach'in arabayı park ettiğimiz yerinden bir görüntü,


Orange Beach'de bütün gününüzü geçirseniz yine de bu plaja doydum diyebileceğinizi sanmıyorum :) Daha önce gitmiş olanlar eminim bana hak veriyordur :)

Sithonia'da vaktimiz olmadığı için bizim gidemediğim, ama çok gitmek istediğimiz bir daha yolumuz düşerse mutlaka gideceğimiz yer ise Vourvourou, Karydi Beach. Resimlerini görüp aşık olmuştuk ancak ne yazıkki vaktimiz yetmedi :(

Kassandra'da gittiğimiz plaj, Paliori'de bulunan Navagos Beach'di. Burası Sithonia'daki plajların aksine, tam teşekküllü bir tesisti. Duşu, voleybol alanı, büyük bir restaurantı olan bir yerdi. DJ inanılmaz güzel şarkılar çalıyordu, deniz pırıl pırıl ve çok ama çok güzeldi. Tüm gün Navagos Beach'de kaldık ve tatilimizin sadece 4 gün olmasından dolayı da çok ama çok üzüldük :(((

Kassandra'da mutlaka gezmeniz ve görmeniz gereken yerlerden biri ise Afitos. O kadar güzel bir yer ki. Kelimelere nasıl döksem nasıl anlatsam bilmiyorum. Bize biraz Alaçatı sokaklarını anımsattı .) Belki de Yunanistan tatilinden bu kadar keyif almamın sebebi gittiğim yerleri hep Türkiye'de sevdiğim ve beğendiğim yerlerle özdeşleştirmem.. Pek çok şeyimiz o kadar çok benziyor ki... Tek fark Yunanistan'ın daha temiz ve daha ucuz olması sanırım...

Afitos'da akşam yemeğimizi Thea Thalassa Restaurant'da yedik. Resturantın adını daha önce bir blogda okumuştuk, o yüzden özellikle orayı aradık. Biraz içlerde saklanmış bir yerdeydi :) Ama arayıp bulduğumuza çok memnun kaldık .))) Çünkü çok güzel bir manzarası vardı :)

Kassandra'nın merkezi olan Kalithea, Halkidiki'nin en meşhur ve en popüler yeri. Kalithea'da gece sokaklar inanılmaz hareketli, hep kalabalık, hep ışıltılı. Ama yine de küçük bir yer bir saatte yürüyerek bitirebiliyorsunuz tüm merkezi :) Pek çok gece klübü de burada yer alıyor. Okuduğumuz bloglarda hep karşımıza Pearl adlı gece klübü çıkıyordu. Bizde Kalithea merkezde bolca vakit geçirdikten sonra gece saat 12 gibi oraya gitmeye karar verdik. Ama kapısındaki sırayı görünce gözlerimize inanamadık :) Sanırsınız bedava araba dağıtıyorlar :) Öyle bir kalabalık öyle bir kuyruk :) Saatlerce beklemeyi göze alamadık ve girmeden geri döndük :) Tatilimizin amacı deniz ve yeni yerler görmek olduğu için biz o sırada beklemeyi tercih etmedik ama eğer gece klübünde vakit geçirmek istiyorsanız bir iki saat sıra beklemeyi göze almalısınız :)

Özetlemek gerekirse, güzel plajlarda yüzmek, lezzetli ve ucuz yemekler yemek, özellikle deniz ürünlerine doymak, ekonomik bir tatil yapmak ve denize doymak istiyorsanız mutlaka hayatınızda 4-5 günü Halkidiki'de geçirmenizi tavsiye ederim. Ben tekrar gitmek için sabırsızlanıyorum :) Bu arada arabayla gitmeyecekseniz orada araba kiralamayı unutmayın sakın :))

Umarım faydalı bir yazı olmuştur, hoşçakalın :))) denizle kalın :))







19 Ocak 2015 Pazartesi

Fırında Somon Balığı :)

Herkese merhaba,

Yepyeni bir haftaya daha başladık bugün :) Ne çabuk da bitirdik yarısını ocak ayının ... oysa ki daha yeni 2014'le vedalaşmıştık...

Geride bıraktığım 19 günü düşünüyorum da hedef listeme gerçekten de sadık kalıyorum :) Umarım tüm sene böyle gider.

Ocak ayının ilk kitabını bitirdim ,ikincisine başladım bile :) Yeni yerler keşfetmeye, etkinliklere hepsine başladım :)

Ama bu yazının konusu aslında bunlar değil :)

Bloguma her hafta yazı hedefimi gerçekleştirmek için ne yazsam diye düşünüyordum ve sonra haddim olmasa da yemek tarifi yazmaya karar verdim :)

Beni tanıyanlar bilir, evlenene kadar yumurta kırmak dışında mutfağa girmişliğim yemek yapmışlığım hiç yoktu. Ancak evlendikten sonra içimden keşfedilmemiş bir yetenek çıktı:) bunu ben değil yaptığım yemekleri yiyenler söylüyor :)

Ölçüsüz ve tarifsiz ne yazıkki hiçbir şey yapamıyorum, ama ölçülü yaptığım herşeyin de lezzeti her seferinde aynı oluyor bu da beni rahatlatıyor :)

Balığın faydasını bilmeyen yoktur, o yüzden bizde haftada 1 yemeye çalışıyoruz. O hafta dışarıda yiyemiyorsak da mutlaka evde yemeye çalışıyoruz. Evde şu ana kadar hep fırında somon balığı yaptım.

Bu haftada sizlerle fırında somon balığı tarifini paylaşmak istiyorum . Bu benim 2 kişi için yaptığımız tam ölçülü tarifim :)

Malzemeler ;

5 YEMEK KAŞIĞI ZEYTİNYAĞI
3 YEMEK KAŞIĞI NAR EKŞİSİ
1 TATLI KAŞIĞI TUZ
1 TATLI KAŞIĞI KARABİBER
1 TATLI KAŞIĞI KEKİK
3 YEMEK KAŞIĞI LİMON
2 DİŞ SARIMSAK
1 BÜYÜK PATATES
1 BÜYÜK SOĞAN
FİLETO SOMON

Yapılışı,

Büyük bir kabın içinde zeytinyağı, nar ekşisi, tuz, karabiber, kekik ve limonu karıştırıp somonları içine atıyoruz. Kabın içinde somonları 15 dakika bekletiyoruz. Bu sırada da fırını 180 derecede 15 dakika ısıtıyoruz.Fırın kabına yağlı kağıt serip, yuvarlak yuvarlak dilimlediğimiz patatesleri ve soğanları fırın kağıdının üzerine koyuyoruz.Kabın içinde kalan karışımın bir kısmını da patatesle soğanın üzerinde gezdiriyoruz. Üstüne somonları koyuyoruz. Kalan karışımı yine somonların üzerinde gezdiriyoruz. Somonların üzerine sarımsakları koyuyoruz ve sonrada 180 derecede 40 dakika pişirip afiyetle yiyoruz :))))

Püf noktası : Fırının orta gözünde alt üst turbo çlıştırmak daha güzel sonuç veriyor. Somonları fileto alırsak daha iyi dilimde kılçık oluyor.


12 Ocak 2015 Pazartesi

Karanlıkta Diyalog


"Şükürler olsun " ... Karanlıkta Diyalog'dan çıkar çıkmaz ilk aklınızdan geçen, ilk düşündüğünüz, yanınızdaki arkadaşınızla ilk paylaştığınız cümle bu oluyor...

Karanlıkta Diyalog, Gayrettepe Metro istasyonunda gerçekleştirilen ziyaretçilere zifiri karanlıkta görme engelli rehberler eşliğinde 90 dakika temsili İstanbul gezisi yaptıran bir etkinlik....

Etkinlik, Dünya üzerinde 130 kentte 7 milyondan fazla ziyaretçiye ulaşmış hala da ulaşmaya devam ediyor.

İstanbul'da Gayrettepe Metroda mart sonuna kadar devam edecek.

Daha dün etkinliğe gitmiş birisi olarak, mart sonundan önce bir kez daha gideceğimi ve aynı deneyimi tekrar yaşayacağımı söylemek istiyorum.

Herkese de tavsiyem mutlaka bu deneyimi yaşamaları, hayatlarından 90 dakikayı bu etkinliğe ayırmaları... Etkinlik hem görme engelli insanları daha iyi anlamamızı, empati kurmamızı sağlıyor hem de görebiliyor olmanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu, sahip olduğumuz herşey için şükretmemiz gerektiğini hatırlatıyor..

Etkinlikte zifiri karanlık bir odaya 8 kişilik ekipler olarak giriliyor. Görme engelli rehber, bize sesiyle eşlik ediyor, bizi yönlendiriyor. Elinizde bastonlarla duvarlara tutunarak, rehberi dinleyerek ilerliyorsunuz. 90 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile... İçerideyken hiçbir tehlikenin olmadığını bildiğiniz halde beyniniz size temkinli olmanızı da söylüyor bir yandan.. içinizde hafif bir kuşku korku oluyor, duvarlara tutunurken ya elime bişey batarsa diye... 90 dakikalık zifiri karanlık boyunca, diğer duyularınızın daha aktif olduğunu hissediyorsunuz. Koklama, dokunma, duyma, hissetme.. Biz yol boyu rehberimizle konuşarak onla ilgili bilgiler alarak sohbet ederek ilerledik. Etkinliğin esas amacı zaten farkındalığı arttırarak görme engelli insanları ötekileştirmemek, onlarla olan paylaşımı arttırmak.."Diyalog" kelimesi etkinliğin kilit noktası..Ben kendi adıma etkinliğin amacına ulaştığını düşünüyorum.

Etkinlik bittiğinde ben ne yapabilirim, nasıl yardımcı olabilirim görme engelli arkadaşlara diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Onlar için önemli olan maddi destekten öte manevi destek.. Öncelikli olarak görme engelli arkadaşların hiçbir şey yapamayacağını düşünmekten vazgeçmeliyiz, sosyal ve profesyonel olarak hayatın içerisinde olabileceklerini bilmeli, buna göre davranmalıyız. Onlar bilgisayar kullanabiliyor, iphone kullanabiliyor ve diğer tüm duyguları bizden çok daha gelişmiş..
Biz rehberimizle konuşarak, Dünya Göz Hastanesi'nin yaptığı bir uygulamayı öğrendik. "Sesli kitap" olarak isimlendirilen uygulamada stüdyo ortamında kitap okuyorsunuz ve Dünya Göz bu kitapları görme engelli arkadaşlara ulaştırıyor. Bu konuyu araştırıp en yakın zamanda bu uygulamanın bir parçası olmak istiyorum.

Son olarak, görme engelli arkadaşlara hayatı kolaylaştıracak uygulamalarında getirilmesi lazım, belediyelerin bu konuda duyarlı olmasını sağlamalıyız. Metrobüs ve bazı otobüslerde olan durak isimlerinin sesli olarak söylenmesi uygulaması yaygınlaşmalı, trafik ışıklarının sesli olarak söylenmesi uygulaması yaygınlaşmalı, yolların engebeli hali biran önce giderilmeli gibi... Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar. .

Diyaloglarımızın hiç kesilmediği bir yaşam dileğiyle..


Tencere- Tava Önerisi

Merhabalar,

İlk yazdığım yazılardan biri çeyizime aldığım tencere ve tavalardı. Önceki yazılara bakarsanız envai çeşit tava aldığımı da görüceksiniz :)))

Şimdi evliliğimin üzerinden 6 ay geçmişken, yeni evlenecek arkadaşlara tava- tencere konusundaki önerilerimi söylemek istiyorum.

1- Kesinlikle çelik tencere setiniz olmalı , ayrıca çelik tencere seti dışında 1 adet de fazladan orta boy çelik tencere alınmalı. çünkü çok kullanılıyor.

2- Teflon tava ve tencere benim tavsiyem hiç alınmaması yönünde. aldığım teflonları 1 yada 2 kere kullandım ve çok hoşuma gitmedi almasam da olurmuş çünkü onun yerine hep seramikleri kullanıyorum ve çok memnunum

3- Kesinlikle en az 3 seramik tava , en az 2 sermik tencere ( biri pilav tenceresi ) alınmalı.

4- Seramik tavalarımı ben migrostan axentia diye bir markadan almıştım 10 tl gibi çok komik bir rakama, ve gerçekten de inanılmaz memnunum onlar benim elim ayağım :)) ve tava olarak aynı anda üç tavayı kullanmam gereken anlar oldu o yüzden tavsiyem 2-3 tava alınması yönünde.

5-pahalı seramik tencere alınmamalı bence ucuz alıp çizilirse atıp tekrar yenisini almalı. çünkü sonuçta pahalısı da ucuzu da seramik olduğu için çizilme, çatlama ihtimali çok yüksek.

6- porlanddan aldığım porselen sahanı çok tavsiye ediyorum hem masada şık bir görüntü yaratıyor hem ocakta kullanılıyor hem makinede yıkanıyor :) daha ne olsun...

7- ağır döküm tencere hiç almadım ama alan arkadaşlarım çok ağır olduğu için de günlük yaşamda kullanışının çok zor olduğunu söylüyor o yüzden ben tercih etmedim.


Şimdilik bu kadar ....

5 Ocak 2015 Pazartesi

2015 Hedeflerim..

Herkese merhaba,

Yepyeni bir yıla daha başladık. Artık 30 yaşımdayım. Ne kadar da hızlı geçiyor zaman... ÖSS'ye hazırlandığım günü dün gibi hatırlarken, üniversiteden mezun olalı tam 9 sene oldu..

2014 benim için çok güzel ve hızlı bir yıl oldu, bütün seneyi evlilik hazırlığı koşturmacasında geçirdim, yazın sevdiğim adamla evlendim, çalıştığım kurumun satış süreci oldu ve işyerinde de yoğun bir satış süreci hazırlığı içerisindeydik :) Ancak tüm bu koşturmaca ve telaş içerisinde 2014 başında kendime hedef koyduğum çoğu şeyi yapamadım.


2015'in 2014'den daha da güzel geçmesini ümit ediyorum. Ve 2015'in ilk günlerinde kendime 2015 için bir hedef listesi oluşturdum. Söz uçar yazı kalır diye boşa dememişler :) Hem burada yazılı olarak durdukça hedeflerimi gerçekleştirmek için daha çok uğraşırım :)

Yazımı okuyan herkese de tavsiyem böyle bir liste yapmaları :)Böylece hem yapmak istediklerimiz üzerinde düşünür hem de yazıya döktüğümüzde hedeflerimizi gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaşmış oluruz :)

Gerçi yazılarım okunuyor mu onu da bilmiyorum ama olsun ben yine de yazmaya devam edeceğim :)))

1-) İlk hedefim beni tanıyanların tahmin edebileceği üzere kilo vermek :) Hayatımda 2 kere çok yüksek kilolar verip, ikisinde de verdiğim tüm kiloları geri aldım :) Bunda en büyük etki benim de eşimin de yemek yemeyi çok sevmesi. Ama 2015'deki hedefim aldığım kiloları sadece vermek değil aynı zamanda verdikten sonra geri almamak. Hamile kalana kadar kilomu muhafaza etmek. ( hedef kilom 58 olmak )

2-) Özellikle evlilik hazırlığı süresince pek çok borcumuz oldu doğal olarak, bu nedenle ikinci hedefim borçlarımızı azaltmak, mümkünse bitirmek, bakarsınız mucize olur para bile biriktiririz :)

3-) Hava şartları ne olursa olsun haftada 3 gün günde 1 saat yürüyüş yapmak

4-) Araba kullanmayı öğrenmek ( bu benim için hedeften çok ütopya sanırım )

5-) İngilizcemi advanced seviyesine getirebilmek ve iş İngilizcesine hakim olabilmek

6-) Fransızcaya tekrar başlamak, en azından intermediate seviyesine getirebilmek

7-) kariyerim :) ( burdan ne anlaşılırsa )

8-) 2015 yılında 5 yurtdışı şehri gezmek ( ilk yazdığımda 5 ülkeydi ama sanırım o fazla uçuk bir hedefti )

9-) En az 24 kitap okumak ( 2014'de ne yazıkki sadece 1 yada 2 kitap okuyabildim )

10-) İstanbulu keşet :) en az 50 yeni yer :))

11-) Türkiyeyi keşfet :) en az 10 yeni yer :))

12-) ayda min 1 kez sinema :)

13-) ayda min 1 kez tiyatro :)

14-) ayda min 1 etkinlik :) ( bowling, paintball,rafting vb. )

15-) yaptığım yemekleri çeşitlendirmek :) ( bekarken hiç yapamazken evliyken çevremdeki herkesi kendim de dahil şaşırtacak derecede güzel yemek yapıyorum :) maşallah diyeyim :) ama maalesef ki henüz çok fazla çeşit yapamıyorum )

16-) Yılda mnin 3 kez kendimi şımartmak :) bu bu nedir bu derseniz hamam, spa ve masaj vb :)

17-) Yılda en az 3 konser

18-) Bloguma her hafta yazı yazmak :) ve mümkünse bloğumun okunan bir blog halin gelmesini sağlamak :)

19-) merveninsunumları instagram hesabımda 20000 takipçiye ulaşmak :)

20-) aylık bakımlarımı ihmal etmemek :) ( saç,cilt bakımı, manikür, pedikür vb ) bunun burda ne işi var derseniz geçen sene farkettim ki koşturmaca da en çok ihmal ettiğim şey kendi bedenim :=)

21-) Gündsemi ,siyaseti takip et :) sinirlerime hakim olarak :)) herşeyi oku,bil :))

22-) Sosyal sorumluluk projelerinde yer almak ( darülacaze, çocuk esirgeme, lösev vb. )

23-) arkadaşlarıma , canım kuzenlerime, aileme yine vakit ayırmak (2014de de neyseki bunu başardım her sene olduğu gibi :) sanırım tek feragat etmediğim hedefim buydu :)) )

24-) tabiki maddelerde yer almasa da tüm hedeflerim de tüm planlarımda tüm senemde canım sevgilimin hep ama hep yanımda olması ....

Herkesin hedeflerini gerçekleştireceği bir sene diliyorum :))))